Ev Sahibi Topluluklar İçin Etkin Kentsel Atık Yönetimi, Faz 2: Katılımcı Atık Yönetimi Aracılığı İle Sosyal Uyumun Güçlendirilmesi

 

Proje Amacı

Projenin genel amacı, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yaşayan geçici koruma altındaki Suriyeliler ve ev sahibi toplulukların sosyal uyumuna katkıda bulunmak ve aynı zamanda atık yönetimi alanında belediyelerin kapasitelerini geliştirerek yerel düzeyde dayanıklılık sağlamaktır. Proje, toplum temelli aksiyon ve müdahalelerle ortaya koyduğu atık toplama modelleri çerçevesinde kaynakların geri kazanımını iyileştirmek adına belediyelerin ve yerel toplulukların geri dönüşüm kapasitelerini güçlendirmeyi amaçlamaktadır. Proje, Kilis ve Şanlıurfa illerinde giderek artan kaynak değer zincirini kapsayan kolektif bir modelin geliştirilmesini desteklemeyi hedeflemektedir.

Proje, Amerika Birleşik Devletleri Nüfus, Mülteciler ve Göç Bürosu (USBPRM) tarafından sağlanan 3 milyon dolarlık fon ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programını’nın (UNDP) teknik desteği ve uzmanlığı ile yürütülmektedir.

Proje öncelikli olarak, atıkların kaynakta ayrıştırılması ve geri dönüştürülmesi yoluyla, çöp sahalarında biriken atık miktarının azaltılmasına odaklanmaktadır. Bu nedenle, katı atıkların halihazırda boşaltıldığı çöp sahalarının yükünün azaltılması, projenin önemli hedefleri arasında yer alarak, bu bölgelerdeki çevre kirliliği ve kamu sağlığı ile ilgili sorunların çözümüne yapısal katkılar sunacaktır. Projenin amaçlarından bir diğeri de, yerel kamu hizmetlerinin ani nüfus artışı nedeniyle artan talebe yanıt verememesi (örneğin atık/çöp toplama, vs.) nedeniyle Suriyeliler ve ev sahibi topluluklar arasında ortaya çıkabilecek sosyal gerilimleri ve sorunları azaltmaktır. Kamu hizmeti alamayan veya yetersiz hizmet alan toplumlarda sosyal gerilim ve topluluklar arasında muhtemel diğer risklerin artmasıyla, sosyal uyum ve entegrasyonun bozulma ihtimali mevcuttur. Proje, belediye hizmetlerini güçlendirerek yerel idarelerin kapasitelerini artırmakta, dolayısıyla toplumun tüm bireylerine hizmet götürülmesine katkıda bulunmaktadır.     

Son olarak, proje aynı zamanda, çevre konuları ve sıfır atık konularında yerel halk ve Suriyeli bireylere kapsamlı eğitimler sunarak yerelde çevre, atık ve sıfır atık konularında bilgili ve eğitimli “çevre savunucularının” varlığını sağlayacaktır.  

Mevcut durum

Türkiye, halihazırda dünyada en büyük mülteci nüfusuna ev sahipliği yapmakta ve mülteci konusuna yanıt anlamında güçlü bir ulusal sahiplenme ortaya koymaktadır. Türkiye, Suriyeli mültecilere Geçici Koruma Yönetmeliği kapsamında eğitim, sağlık, istihdam ve sosyal güvenceye erişim konusunda hak temelli bir yasal çerçeve sunmaktadır.

Mevcut durumda, geçici koruma altındaki 3,6 milyon Suriyelinin 2,6 milyondan fazlası ev sahibi toplulukların arasında yaşamaktadır[1] ve bu nüfusun %45’i Güneydoğu’daki 4 ilde yoğunlaşmış durumdadır. Bu illerde, her biri 100.000’den fazla Suriyeli barındıran ve krizden fazlasıyla etkilenen, dört belediye yer almaktadır. Kilis, Hatay, Gaziantep ve Şanlıurfa illerinde yer alan Suriyelilerin ev sahibi topluluk üyelerinin nüfusuna  oranı %15’in üzerindedir[2]. Bu illerin nüfusları 2019 itibariyle, 2023 yılı için hedeflenen nüfus projeksiyonuna ulaşmış hatta bu oranı aşmış durumdadır. Örneğin, Kilis ili halihazırda yerel nüfusu kadar Suriyeli nüfusa da ev sahipliği yapmaktadır. Bu nedenle, Türkiye’nin kentsel bölgeleri ani ve beklenmedik nüfus artışının yaratmış olduğu baskı ile karşı karşıya kalmış durumdadır. Belediyelerin mevcut kapasiteleri halihazırda yerinden edilmiş Suriyeli nüfusun bölgeye gelmesinden önce de atık, atık yönetimi, yangın söndürme hizmetleri gibi temel kamu hizmetlerini sunma konusunda sıkıntı yaşamaktadır.

 

Misyonumuz nedir?

Proje, Kilis ve Şanlıurfa illerinde geri dönüşümlü malzemelerin birey temelli kaynağında ayrıştımaya teşvik sağlayarak, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Sıfır Atık Programı’na katkıda bulunmayı amaçlamaktadır. Bu amaçla Suriyeli ve ev sahibi topluluk üyelerinin ortak ekonomik ve çevresel çıkarlar doğrultusunda bir araya getirilmesi yoluyla her iki topluluk üyelerine sürdürülebilir geçim kaynağı olanakları sunulması ve sosyal uyumun güçlendirilmesi sağlanabilecektir.

Bunu nasıl gerçekleştiriyoruz?

UNDP, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin Suriye krizinin menfi etkilerine  yanıt verebilmesi aşamasında destek sağlayabilecek kapsamlı bir Katı Atık Yönetimi Stratejisi geliştirmiştir. Bu strateji doğrultusunda, mevcut proje daha verimli ve etkili atık yönetimi hizmetleri için belediyelerin kurumsal kapasitelerini güçlendirecektir. Kurumsal kapasitenin güçlendirilmesi katılımcı atık yönetimi ile sosyal uyumun artırılması, Suriyelilerin ve ev sahibi topluluk üyelerinin ortak ekonomik ve çevresel çıkarlar doğrultusunda bir araya getirilmelerinin desteklenmesi ile yeni geçim kaynaklarının yaratılması ve Kilis ve Şanlıurfa-Haliliye Belediyelerinin belediye hizmet sunum kapasitelerinin arttırılması yoluyla gerçekleştirilebilecektir.

Proje kapsamında, yerelde gerçekleştirilecek farkındalık eğitimleri yoluyla bireylerin ve toplulukların  atık yönetimi eko-sistemine doğrudan katılmaları da sağlanacaktır. Farkındalık eğitimleri; temiz ve sürdürülebilirliği esas alan bir çevrenin önemini ve hem Suriyeli bireyler hem de ev sahibi topluluk üyeleri için geri dönüşümün yeni ekonomik kazanım yönünün vurgulanmasını hedeflemektedir. Bu doğrultuda, topluluk bazlı geri dönüşüm çabalarının, bölgedeki illerde yaşayan Suriyeli bireyler ve ev sahibi topluluklar için ortak ve birlikte yaşamanın gereği olarak paylaşılan bir durum olduğunun altı çizilecektir. 

Türkiye Nasıl Faydalanıyor?

Proje faaliyetleri Suriyeliler ve ev sahibi toplulukların katılımıyla proje kapsamındaki illerde geri dönüşüm ekosisteminin ve girişimlerinin oluşturulmasını içermektedir. Proje  çerçevesinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Sıfır Atık Programı ile uyumlu olarak, yerel ve bölgesel piyasaların mevcut kapasitelerinin geri dönüşümlü materyallerin yeniden kullanımı, geri dönüştürülmesi ve ekonomiye yeniden kazandırılması konularında güçlendirilmesi söz konusu olacaktır.

[1] Çoğunlukla Güneydoğu’da, özellikle Gaziantep, Kilis, Şanlıurfa ve Hatay

[2] Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, TURKSTAT, 2017.