İklim Diplomasisi Haftası 2020

#İklimBiziz ... #Değişeceğiz!

21 October 2020

2015 Paris Anlaşması’nın beşinci yılında, küresel sıcaklık artışını 1,5°C ile sınırlı tutabilme şansımız azalıyor. Tüm dünyada, Atlantik Okyanusu üzerinde eş zamanlı birden fazla kasırga oluşmasından Avustralya’daki orman yangınlarına kadar, iklim değişikliği nedeniyle şiddetlenen afetler artıyor ve en sıcak yıl rekoru, neredeyse her yıl bir kez daha kırılıyor. Türkiye'de 2019’da 936 iklim temelli afet yaşandı. Bu açıdan rekoru elinde tutan 2019’u, 871 afetle 2018  ve 731 afetle 2015 yılları izliyor. Yakın zamanda Ankara'da toz fırtınası, Giresun'da can alan bir sel ve İstanbul'da dolu yağışları yaşadık. İklim krizini çözmek için etkili iklim eylem politikaları uygulamak, her zaman olduğundan daha acil ve hayati önem taşıyor.

Neden 1,5 derece ve neden yüzyıl ortasına kadar vaktimiz var?

Günümüzde küresel ortalama sıcaklıklar 19. yüzyılın sonlarına kıyasla 0,85°C daha yüksek. Son otuz yıl 1850’den beri kaydedilen en sıcak yıllardı.

Sanayi öncesi dönemden günümüze insan kaynaklı emisyonların neden olduğu ısınma, yüzlerce hatta binlerce yıl etkisini sürdürecek. Dolayısıyla iklim sisteminde, deniz seviyesinin yükselmesi gibi uzun vadeli değişikliklere ve süregelen etkilere neden olacak.

Bilim insanları, Dünya'nın ortalama sıcaklığının endüstri öncesi dönemlere kıyasla 2°C artmasını hayatî bir eşik olarak betimliyor. Bu eşik aşıldığı takdirde, tüm dünyada çevresel olarak yıkıcı değişimlerle karşılaşma riskimiz yükselecek. İşte bu nedenle uluslararası toplum, ısınmanın 2°C'nin altında tutulması gerektiğini kabul etti.

Paris Anlaşması, küresel ısınmayı 2°C'nin oldukça altında tutarak, hatta 1,5°C ile sınırlamaya çalışarak, bu tehlikeli eşiğin aşlmasını önlemek için küresel bir çerçeve belirliyor.

1.5°C, iklim değişikliğinin doğuracağı riskleri ve etkileri önemli ölçüde azaltacak. Isınmayı 1,5°C'de tutmak için insan kaynaklı emisyonlar ve sera gazı tutma arasında bir denge kurmalıyız. Bu, 2050 yılına kadar küresel olarak iklim nötre ulaşmamız gerektiği anlamına geliyor.

2020 ayrıca, Covid-19 salgını ile bir sistemik şokun küresel kapsamını ve etkisini ortaya koydu. Salgın, iklim kriziyle birçok benzerlik taşıyordu. Salgın, her ne kadar küresel sistemik şoklardan istisnasız hepimiz etkilenecek olsak da bu etkileri farklı ölçülerde deneyimleyeceğini gösterdi. COVID sonrası ekonomik iyileşme için "aynı tas aynı hamam (business-as-usual)" yolunu izleyemeyiz. İyileşme ile sürdürülebilir, sosyal açıdan adil, dirençli ve iklim nötr bir ekonomiye geçiş el ele gidebilir ve gitmelidir. Hükümetlerden özel sektöre, yerel topluluklardan gençlere, “daha iyisini kurmak” için tüm paydaşlar arasında yeşil bir mutabakat gerekiyor. Küresel Amaçlar ve Avrupa Yeşil Mutabakat ve AB Yeşil İyileşme, bunu inşa etmek için yapı taşlarımız.

Yaptığımız her şey iklim krizini etkiliyor ve iklim krizinden etkilenecek. Bizi umutsuzluğa, kayıtsızlığa veya öfkeye iten önümüzdeki bu kıyamet senaryoları karşısında umudumuzu yitiremeyiz. Pek çok şeyin tehlikede olduğu ve yapılacak çok şeyin olduğu Covid-19 salgını sonrasındaki bu tarihî dönüm noktasında, hem bireysel hem bir arada yapılabilecek eylemler var.

Ulusların mevcut iklim taahhütleri, yüzyılın ortasına kadar iklim nötre ulaşma konusunda yetersiz kalıyor. Bu nedenle, Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa Birliği (AB) gibi küresel aktörler iklim eylemini teşvik ediyor. Yerel yönetimler ve özel sektör taahhütlerde bulunuyor ve yerelde eylemlerle azaltma ve uyum planları geliştiriyor. Sivil toplum, eylemi teşvik etmek için çok sayıda farkındalık geliştirme kampanyası yürütüyor. Gençler ve diğer ilgili yurttaşlar sokaklarda harekete geçme çağrısı yaparken ve üretim ve tüketim tercihlerini gözden geçiriyorlar.

Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu (EUD) ve UNDP Türkiye olarak, hepinizi İklim Diplomasisi Haftası 2020 için ortak kampanyalarına davet ediyoruz. Amaç, tüm paydaşlar için bilgi ve eylem arasında köprü kurmak, faaliyetleri ve iyi uygulamaları sergilemek ve daha fazla eylemi teşvik etmek.


19 Ekim 2020'den başlayarak 21 Kasım 2020'ye kadar sürecek olan İklim Diplomasisi Haftası iletişim etkinlikleri bir  açık hava farkındalık kampanyasına, sosyal medya kampanyasına, çevrimiçi seminerlere, basın toplantılarına ve daha nice faaliyete ev sahipliği yapacak…

Herkesi kampanyaya ve faaliyetlere katılmaya, kendi etkinliklerini düzenlemeye, iklim eylem hikayelerini paylaşmaya ve #iklimbiziz #değişeceğiz veya #iklimbenim #değişeceğim hashtag'lerini kullanarak kampanyayı başkalarına duyurmaya çağırıyoruz.

Kampanyanın kullanım kitine ulaşmak için lütfen bu linki takip edin.

İklim Diplomasisi Haftası Hakkında Daha Fazla