Düze Çıkışın Ötesi: 2030’a Doğru

16 July 2020

Gelişen Yanıtımız

Küresel salgın, 2020 yılında 100 milyon insanı daha aşırı yoksulluğa sürüklüyor. Hükümetler ve toplumlar, insanların yaşamlarını kurtarmaya ve sürdürülebilir gelecek için rota belirlemeye çalışırken, eşi benzeri görülmemiş politika seçimleri, düzenleyici ve mali seçimlerle karşı karşıyadır. Bugün yapılan seçimler, doğru yapılacak olurlarsa, toplumlarımızı ve gezegenimizi daha iyiye doğru dönüştürecek Kritik Değişim Noktaları olabilir.

UNDP’nin COVID-19 yanıtının bir sonraki aşaması, karar vericilerin düze çıkışın ötesine, 2030’a doğru bakmaları; yönetişim ve eylemlilik, sosyal koruma, yeşil ekonomi ve dijital yıkım olmak üzere başlıca dört alanda seçimler yapmaları, karmaşıklık ve belirsizliği yönetmelerine yardım etmek amacıyla tasarlandı. BM’nin sosyo-ekonomik yanıtına teknik öncülük rolümüzü de içeriyor.

COVID-19’a verilecek gelecek odaklı yanıt, üretilen tüm yiyeceklerin üçte birinin israf edildiği ancak öte yanda her on insandan birinin açlık çektiği; fosil yakıtlara verilen desteklerin yenilenebilir enerjiye verilenin 10 katı olduğu; iki milyarı aşkın insanın kırılganlık, çatışma veya şiddet içinde yaşadığı bir dönemi sona erdirebilir. Virüs salgınından önce dahi okul dışı, iş dışı (işsiz), çevrim dışı ve ağ dışı kalan insanların yaşamlarını dönüştürebilir.

UNDP bu aşamada, BM Genel Sekreteri’nin küresel ateşkes çağrısında ifade edilen yeniden barış peşinde koşmaktan, dünyada dışlanma, ırkçılık ve toplumsal cinsiyet eşitsizliklerini ortadan kaldırmaya yönelik kararlı eylemlere uzanan yelpazede yer alan yedi Kritik Değişim Noktası ortaya koyuyor. Hepsi birlikte ele alındığında, gelmiş geçmiş en büyük insani gelişme gerilemesini, insanlık tarihinin en büyük ileriye sıçramasına dönüştürmek amacıyla, düze çıkışın ötesinde, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları pusulasıyla bizleri 2030’a götürecek bir rota öneriyor.

UNDP'nin Önerisi 2.0






































































Yönetişim

Hükümetlerin kriz ve belirsizlik ortamında doğru yolu bulma, dijitalleştirilmiş hizmetleri sağlama, bilgi ve sosyal korumaya erişimi sağlama, şeffaf, hesap verebilir ve etkili biçimlerde faaliyet gösterme bakımından baskı altında olduğu bir dönemde, bu çalışma alanı her zamankinden büyük önem taşıyor. Sosyal uyum ve toplumsal cinsiyet eşitliğini geliştirmek, bir yandan da insan hakları ve hukukun üstünlüğünün, özellikle adalet ve güvenlik kaygılarının daha keskin olduğu kırılgan ve çatışmalardan etkilenmiş bağlamlarda güvence altına alınmasını sağlamak için hükümetler ve sivil toplumun birlikte çalışması gerekiyor.

UNDP, insan eylemliliğini tam yansıtan, kurumlara güveni tesis eden ve insanlar ile devlet arasındaki ayrıklığı kapatan yeni bir toplumsal sözleşmeye dayalı geleceğin temellerini atmak için, beşeri sermayeyi geliştiren, kapsayıcı hizmetler sunan ve sivil topluma alan açan seçimler yapmaları için ortaklarını destekliyor.

Sosyal koruma

Nakit transferleri, evrensel sağlık kapsamı ve diğer temel hizmetlere erişimi de içeren sosyal koruma, COVID-19 öncesinde de toplumlarda var olan, bugün ise apaçık görünen eşitsizliklerin kökünün kazınmasında başlıca rolü oynayacaktır. Toplumsal cinsiyet eşitliği hareketi, ücretsiz bakım işinin yeniden dağıtımı, liderlik ve dijital alan dahil yerleşik sosyal normlardan kaynaklanan ayrımcılık ve yanlılığı ele almak için desteklenmesi zorunlu olan bir değişim dalgasıdır.

Hükümetlerin bu alanlara yatırım için mali imkanlara ihtiyaçları vardır. UNDP, Genel Sekreter’in tüm kırılgan ülkeler için borçları dondurma çağrısını yineliyor ve bu mali kapasiteyi etkili biçimde kullanmak üzere ülkelere destek sağlayacak.

Şokların aşılmasını sağlayabilecek, dayanıklı sosyal koruma sistemleri inşa etmek, kayıtdışı sektörde çalışanlar için stratejiler geliştirmek, gençlerin öncülük edeceği girişimciliği destekleyen yeni nesil yeşil işler tasarlamak için kamu-özel dayanışması ve ortaklıkları kritik önem taşıyacaktır.

Yeşil ekonomi

İnsanlar ile gezegen arasındaki dengeyi yeniden kurmanın tam zamanıdır; dünyada yeni sosyal güvenlik ağının bir parçası olarak doğal temelli çözümler tasarlanmalı ve riskler azaltılmalı; ekoturizm ve yeşil taşımacılık sistemleri gibi sürdürülebilir kamu-özel ortaklıkları teşvik edilmeli; karbon artırıcı tarımdan karbon yutağı tarıma dönüşüm sağlanmalı; her yıl 7 milyon insanın ölümüne neden olan hava kirliliğini ortadan kaldırmak üzere sağlık sektöründe bütünleşik düşünüş ve eylem yaratılmalıdır.

İklim değişikliği ve enerji sistemleri bakımından, yeni IRENA araştırması, sağlık ve eğitim yararları da dikkate alındığında, küresel ekonominin 2050 yılına kadar karbonsuzlaştırılmasının yaratacağı değerin, maliyetin tam sekiz katı olacağını gösteriyor. Küresel GSH’de bugün ile 2050 yılı arasındaki kümülatif büyüme, “aynı tas aynı hamam” senaryosunda yaratılan büyümeye göre 98 trilyon ABD Doları daha fazla oluyor, yenilenebilir enerjiye bağlı işler de dörde katlanarak 42 milyona yükseliyor.

İşte bu nedenle, günümüzde hükümetler vergi gelirleriyle nasıl yatırım yapacaklarına karar verirken, yapmaları gereken bir seçim var: Fosil yakıt endüstrilerine ve eski tas eski hamamın diğer bileşenlerine destek sağlamaya devam etmek -doğa ile çatışma rotasında gidişatımızı pekiştirecek kısa süreli pansuman tedbirleri- ya da kapsayıcı yeşil ekonomiye yatırım yapmak.

Dijital yıkım

UNDP İnsani Gelişme Raporu Ofisi’nin tahminlerine göre, okulların kapalı olması ve çevrimiçi eğitime erişimde büyük farkların bulunması nedeniyle, düşük insani gelişme kategorisindeki ülkelerde, ilköğretim çağındaki çocukların %86’sı fiilen eğitim dışı kalmış durumda; öte yandan bu oran, çok yüksek insani gelişme kategorisindeki ülkelerde yalnız %20 düzeyindedir. Eğitimdeki bu rekor düzeydeki gerileme, bizi 1980’lere, yani Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları veya Binyıl Kalkınma Hedefleri’nden önceki bir çağa geri götürüyor.

İnternete erişim açığının kapatılması, çocukları uzaktan da olsa eğitime döndürmek yoluyla, insani gelişmedeki gerilemeyi yarı yarıya azaltacak. UNICEF, UNESCO, ILO, ITU, WHO, UNCDF ve diğer ortaklarımızın bildiği üzere bu, dijitalleşmeye yatırım ile bugün başarılabileceklerin yalnızca bir örneği. COVID-19 krizi döneminde uzaktan okul, uzaktan çalışma, tele-tıp ve dijital ödemelerin kullanılması aslında dijital dönüşümde buzdağının yalnızca görünen ucudur. Birçok program ortağı için e-yönetişim desteği krize hızlı ve geniş çaplı yanıt için bir ön koşuldur.

Kaynaklar

UNDP şimdiye kadar sosyo-ekonomik düze çıkış ve sağlık sistemi desteği için 452.000 ABD Doları tahsis etti. Ayrıca, AB/Avrupa Sivil Koruma ve İnsani Yardım Genel Müdürlüğüne (ECHO), ülkelere ek kişisel koruyucu ekipman desteği için 1,2 milyon ABD Doları tutarında bir teklif sundu.

UNDP’nin desteğinin ana odağı, kırılgan topluluklara COVID-19’un etkileriyle başa çıkabilmeleri için yardım etmektir. UNDP ayrıca, COVID-19’un tedavisi ve yayılmasını önlemek için sağlık sistemlerinin kapasitelerini geliştirmeyi amaçlıyor. Krize yanıt ve kriz yönetimi kapsamında, diğer BM ortakları ile iş birliği halinde, sivil toplum kuruluşlarını toplum ve ev seviyelerinde hayat kurtaran önlemlerin benimsenmesinin savunuculuğunu yapmak üzere harekete geçiriyor.


Program Alanı

Gerekli Miktar 

Mevcut Miktar

Fark

Yönetişim

7,500,000 $

286,000 $

7,214,000 $

Sosyal Koruma 

800,000 $

0 $

800,000 $

Yeşil Ekonomi

3,200,000 $

166,000 $

3,034,000 $

Dijital Yıkım

7,500,000 $

286,000 $

7,214,000 $

Toplam

11,500,000 $

452,000 $

11,048,000 $