Yeni Bir Dünyanın Anahtarı

1 July 2019

Dil öğrenmek Suriyeli genç bir kadının hayatını nasıl değiştirdi?

Alaa Mustafa’nın sıradan bir günü saat 06:00’da, yaşadığı şehir Şanlıurfa’da Harran Üniversitesi Hastanesi Psikolojik Danışmanlık Merkezi’ndeki işine gitmek için hazırlanırken başlıyor. Yirmi dokuz yaşındaki Alaa, günde ortalama, aralarında birçok Suriyelinin de olduğu, 20 hastaya hizmet veren merkezde, Arapçadan Türkçeye tercümanlık yaparak onların kendilerini hem konuşarak hem de sanatsal etkinliklerle ifade etmelerine yardımcı oluyor.

Alaa, diğer milyonlarca Suriyeli gibi, savaştan kaçarak yedi yıl önce komşu ülke Türkiye’ye gelmiş. Krizin dokuzuncu yılına girerken, 3,6 milyon Suriyeliye ev sahipliği yapan ülke, özel konumunu korumayı sürdürüyor. Türkiye, dünyadaki en yüksek sayıda mülteciye ev sahipliği yapan ülke durumunda ve kriz, dünyanın en büyük mülteci krizi olmaya devam ediyor. 5,6 milyon Suriyeli, komşu ülkelere göç etmek zorunda kalırken, 3,9 milyon ev sahibi topluluk üyesi de onlarla birlikte yeni yaşam koşullarına uyum sağlamaya çalışıyor. Türkiye, Alaa’nın yaşadığı Şanlıurfa gibi şehirlerde, Suriye’ye coğrafi yakınlığıyla bu durumun en sıcak yaşandığı ülkelerden biri. Güneyden gelen yoğun göç, Türkiye’yi hem yeni gelenleri misafir ederken yerel ekonomiyi canlı tutma hem de vatandaşları için yaşam koşullarını koruma zorunluluğuyla baş başa bıraktı. Şanlıurfa gibi şehirlerde dinamikler hızla değişiyor; 443 binin üzerinde Suriyeliye ev sahipliği yapan şehirde, her beş kişiden biri Suriyeli.

Dil ve Mesleki Eğitimlerle Kendi Kendine Yeterlilik

Suriye’de savaş hızla tüm ülkeye yayılmaya başladığında Alaa, Arap Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden henüz mezun olmuş bir öğretmendi ve bir köyde çalışmaya başlamıştı. Ancak savaş, ona mesleğini yalnızca bir ay kadar yapabilme fırsatı verdi ve Alaa, ailesiyle birlikte Şanlıurfa’ya göçmek zorunda kaldı.

“Biz buradaki birçok diğer Suriyeli gibi her şeye yeniden başlamak zorunda kaldık. Bunun için ilk ve en önemli yolun Türkçe öğrenmek olduğunu, annemi hastaneye getirdiğimde iletişim sorunu çektiğimizde anladım. Türkçe öğrenmeye başladığımda arkadaşlarım bana çok güldüler, ama yardım da ettiler. Ben hiç vazgeçmeden denemeye devam ettim”.

Alaa, Harran Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nde, annesini diyaliz tedavisine götürdüğü sırada ilk kelimelerini öğrenmeye başlamış. Haftada ortalama 260 Suriyeli hastanın başvurduğu hastanedeki Suriyeli hastalar ile doktorlar arasındaki iletişim sorununu fark eden Alaa, en hızlı ve iyi şekilde Türkçe öğrenmek için giderek artan bir azimle çalışmaya başlamış.

Alaa, bölgede UNDP ve GAP Bölge Kalkınma İdaresi iş birliğiyle verilen Türkçe kurslarına ve tıbbi sekreterlik eğitimlerine katılmış. Japonya Hükümeti finansmanıyla bölgede iki yıl boyunca sürdürülen Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde Sosyal İstikrarın Güçlendirilmesi Projesi kapsamında Harran Üniversitesi Sürekli Eğitim ve Uygulama Merkezi’nde sağlanan eğitimler, UNDP Suriye Krizine Yanıt ve Dayanıklılık Programı’nın bir parçası. Etkili kamu kuruluşlarını desteklemek ise UNDP’nin Suriyeliler ve ev sahibi toplulukların kendi kendilerine yeterliliklerini güçlendirmek ve herkes için daha iyi istihdam koşullarını sağlayarak sürdürülebilir ekonomiler yaratmak için yürüttüğü faaliyetlerin en önemlilerinden biri.

Mesleki eğitimler, Suriyeliler ve yerel toplulukların dayanıklılığını arttırmada kilit önem taşıyor. Program kapsamında bugüne dek, 8.814 Suriyeli ve yerel halktan kişiler, iş yaratma potansiyeli yüksek sektörlerde eğitim aldı. Temel yaşam becerileri eğitimleriyle birlikte ise toplam 11.285 kişi eğitimlerden faydalandı. 2020’ye kadar program kapsamındaki ve Avrupa Birliği finansmanıyla yürütülen çalışmalarla 52 bin Suriyeliye Türkçe eğitimleri verilecek ve Suriyeliler ve yerel halk için 4 bin yeni iş imkanı yaratılacak.

Profesyonel ve Sosyal Güçlenme Bir Arada

“En iyi öğrenme yaparak oluyor. Türkçeyi çok seviyorum, hep Türk arkadaşlarımla konuşuyorum ve hata yapmaktan hiç korkmuyorum. Çok çalıştım ve sonunda başardım. Dil bilmediğim yeni bir ülkede yeniden başlamak zordu, ama arayan için her zaman destek var” diyor Alaa.

Katıldığı eğitimlerden sonra Alaa, Harran Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi’ndeki tek Arapça tercüman olarak çalışmaya başlıyor. Bu hastane, annesini her gün getirdiği yerdi onun için. Halen sağlık sektöründe çalışmaya devam ediyor. “Hastaların duasına çok şükür, her gün rahat uyuyorum” diyor.

UNDP tarafından sağlanan eğitimler, yalnızca teorik düzeyde kalmıyor, Suriyelilerin yaşadığı bölgelerdeki en yüksek ihtiyaca sahip alanlarda aynı zamanda pratik deneyim imkanı da sağlıyor. Alaa da bu kursiyerlerden biri olarak, hem yeni beceriler kazanmış hem de daha iyi bir gelecek kurmak için kendine güvenini de yeniden inşa etme fırsatına sahip olmuş.

Alaa bugün bir Türk ile evli ve Şanlıurfa’daki yeni hayatında mutlu. Arapça öğretmeni olarak mesleğini uygulama hayalini koruyor ve Türkiye’ye sevgisini “Öğretmenlik yapmayı çok çok isterim. Çok uğraşıyorum, inşallah da olur. Türkiye’yi parça parça, bölge bölge görmek istiyorum. Çok seviyorum” sözleriyle ifade ediyor. “Bu ülkenin bir parçası gibi hissediyorum. Çünkü birlikte daha güçlü hissedebiliriz” diyor Alaa canlı ve gülen gözlerle.