Türkiye’nin Denizlerindeki İstilacı Yabancı Türlerle Mücadele Başlıyor

28 November 2018

Türkiye’nin denizlerine çeşitli yollarla gelen ve ekosisteme büyük zararlar vereceği tahmin edilen İstilacı Yabancı Türler ile mücadele için ilk adım atıldı.

Denizlerimizdeki Tehlike

Üç tarafı denizlerle çevrili olan Türkiye, denizlerin farklı özellikleri nedeniyle zengin bir çeşitliliğe sahip. Çeşitli etkiler neticesinde doğal yayılış alanlarından başka bir alana taşınan türlere yabancı türler deniyor. Yerleşmesi ve istilasıyla tabiata, diğer türlere, insan sağlığına ve ekonomiye zarar veren yabancı türler ise istilacı yabancı türler olarak adlandırılıyor.

Akdeniz’de yabancı tür sayısı 1000’i aşarken, Türkiye denizlerinde yabancı tür sayısı 500’e yaklaşıyor. Akdeniz’e gelen yabancı türlerin %74 ü Süveyş Kanalı ile gelirken, Karadeniz’e gelen yabancı türlerin %80’i gemilerin balast sularıyla geliyor. Bu istilacı yabancı türlerin bir kısmı da yetiştiricilik, akvaryumculuk ve balıklandırma ile geliyor.

Bu yabancı türler deniz ekosistemine, deniz biyoçeşitliliğine, denizel tür ve habitatlarda parazit taşıyor, hastalık bulaştırıyor, genetik bozulmalara yol açıyor, rekabet yaratıyor, yerli türleri tüketerek nesillerini tehlike altına atıyor. İnsan sağlığı açısından da tehdit oluşturan bu türler hastalık, zehirlenmelere ve yaralanmalara yol açabiliyor. İlaveten ülke ekonomisine de olumsuz etkileri olan istilacı türler balıkçılık ve turizmi olumsuz etkiliyor.

“Denizel Ekosistemler büyük önem taşıyor.”

Türkiye’nin denizlerindeki bu türlerle mücadele etmek için Küresel Çevre Fonu’nun (GEF) finansal desteği ile Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar (DKMP) Genel Müdürlüğü koordinatörlüğünde Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) yeni bir proje başlatıyor.  “Önemli Denizel Biyoçeşitlilik Alanlarında İstilacı Yabancı Türlerin Tehditlerinin Değerlendirilmesi Projesi”nin açılış toplantısı 22 Kasım 2018’de Ankara’da düzenlendi.

Toplantıya katılan UNDP Ülke Direktörü Yardımcısı Sukhrob Khojimatov, "Denizel ekosistemler; iklim değişikliği, tatlı su döngüsü ve biyolojik çeşitlilik açısından büyük önem taşıyor." diye konuştu.

"Bu proje, ülkedeki yasal ve kurumsal altyapının geliştirilmesini, kapasite artırımını ve toplumun bilinçlendirilmesini, aynı zamanda da denizel restorasyon ve istilacı yabancı türlerle mücadeleyi bir arada uygulayacak."

GEF VI döneminin dünyadaki tek deniz projesi olan ve İğneada Longoz Ormanları Milli Parkı (Deniz kısmı) (Karadeniz),  Ayvalık Adaları Tabiat Parkı (Ege Denizi), Marmara Adaları (Marmara Denizi) ve Hatay-Samandağ Fok Yaşama Alanı ile Deniz Kaplumbağası Yuvalama ve Yumurtlama Alanı (Akdeniz)pilot alanlarında devam edecek proje ile yabancı türlerin Türkiye denizlerine girişinin önlenmesi, hali hazırda bulunan yabancı türlerin temizlenmesi ve yerli türlerin ve habitatların korunmasına yönelik tedbirler alınması hedefleniyor.

Proje kapsamında istilacı yabancı türlerle mücadele edilerek ülke ekonomisini destekleyen biyolojik çeşitlilik ve deniz ekosistemleri korunurken, Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi AICHI hedeflerine [1]ve 2030’a kadar gerçekleştirilmesi hedeflenen Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne katkı sağlanacak.


[1] https://www.cbd.int/sp/targets/