Yargıtay’da Etik İlkelerin Yaygınlaştırılması, Şeffaflığın Güçlendirilmesi ve Yargıtay’a olan Güvenin Artırılması Projesi

Proje ne hakkında?

Bu Proje “etik ilkelerinin yaygınlaştırılması,” “şeffaflığın güçlendirilmesi” ve “yargıya güvenin artırılması” için evrensel değerler, iyi uygulamalar ve diğer ülkelerde öğrenilen dersler doğrultusunda, Proje’nin uygulama ortağı olan Yargıtay’da strateji geliştirmeyi ve uygulamayı hedefler. Bu itibarla Proje, Yargıtay ile Türk yargısının artırılmış şeffaflık, kamu güveni ve etik değerler konusundaki bilinç ve kapasite geliştirme ihtiyaçlarını ele alır.

Mevcut durum nedir?

Demokratik yönetişim, insan haklarının güvence altına alınması ve herkesin adalete erişimi arasında güçlü bağlar bulunduğu küresel çapta kabul görmüş ve tanınmıştır. Bu kabul, “sürdürülebilir insani kalkınma”nın vazgeçilmez ön koşullarından biri olarak yargı reformlarının dünya çapında hızlandırılmasına yol açmıştır. Bu bakış açısıyla uyumlu olarak barış, özgürlük, insan hakları ve hukukun üstünlüğü ilkelerini temel almış küresel bir kuruluş olduğundan, herkesin adalete erişimi UNDP’nin demokratik yönetişimi güçlendirme ve yoksulluğu azaltma konusundaki görevinin hayati önem arz eden bir parçasıdır. Daha kapsamlı olarak yargı reformu bağlamında ele alındığında, UNDP’nin özel görev alanı başta dezavantajlı gruplar olmak üzere herkes için işlemesini sağlamak amacıyla, adaleti ve adaletle ilişkili sistemleri desteklemeyi kapsar.

Türkiye bağlamında, yargı reformu yüksek öncelikli konulardan biridir ve AB’ye aday bir ülke olarak, son yıllarda T.C. Hükümeti kapsamlı anayasal ve yasal değişiklikler yapmıştır. Türkiye’nin yargı reformuna dair güçlü taahhüdü çeşitli ulusal politika çerçeve belgelerinde ifade edilmektedir; bu çabalar çoğunlukla kapsamlı yasal ve anayasal düzenlemeler biçimini almaktadır. Bununla birlikte, ağırlıklı olarak uzlaşma yönelimli politika geliştirme, sınırlı kurumsal kapasiteler ile Türkiye’ye özgü bazı özel sorunlardan dolayı bu taahhüdün eksiksiz belirlenmesi ve uygulamaya konulmasına yönelik birtakım zorluklar meydana gelmiştir.

Küresel deneyimi ve teknik uzmanlığı göz önüne alındığında, UNDP Türkiye adalete erişim ile hukuk üstünlüğünün güçlendirilmesine dair bir dizi proje aracılığıyla, Türkiye’de yargı reformuyla ilişkilendirilmiştir. UNDP ile Yargıtay arasındaki güçlü işbirliği, uluslararası standartlara uymak üzere Türkiye’deki yüksek mahkemelerin kurumsal ve idari kapasitelerini geliştirme amacıyla 2009 yılında kurulmuştur. O tarihten bu yana, geniş kapsamlı iki Program uygulanmış; bu Proje, elde edilen sonuçlara dayandırılmış ve UNDP ile Türkiye Cumhuriyeti Yargıtay Başkanlığı arasında uzun vadeli ortaklık için çerçeve geliştirilmiştir. “Uluslararası Standartlar Doğrultusunda Yargıtay Başkanlığının Kurumsal Yönetimine Destek” için UNDP ile Yargıtay’ın yürüttüğü ortak Proje’nin sonuçları kapsamında, programlamaya yönelik olarak aşağıda belirtilen öncelikli alanlar listesi hazırlanmıştır:

  1. Yüksek mahkemelerin işleyişine dair bilgi ve deneyim paylaşım platformlarının sürekliliği aracılığıyla hem dünyada, hem Türkiye’de yargı reformu süreçlerine katkıda bulunmak
  2. Şeffaflık ve etik ilkeler yoluyla halkın yargı işlemlerine duyduğu güveni artırmak
  3. Etik ilkelerinin mahkeme üyeleri, tetkik hakimleri, Yargıtay cumhuriyet savcıları ile personel arasında benimsenmesi ve etkin biçimde uygulanması için gerekli önlemleri almak.

Bu Proje, şeffaflık ve etik ilkelerinin benimsenmesine yönelik önlemlerin güçlendirilmesi ve yargı faaliyetlerine duyulan memnuniyet ile kamu güvenini artırma ihtiyacı ve amaçlarına dair tespit edilmiş olan bu üç alan üzerine kurulacaktır. Ayrıca Proje, UNDP Politika ve Program Destek Bürosu, Avrupa Konseyi, Avrupa Komisyonu ile BM Yargıçların ve Avukatların Bağımsızlığı Özel Raportörü’nün uygulama süreci boyunca yargı reformu alanındaki kapsamlı uzmanlık ve deneyimlerinden sürekli olarak faydalanacaktır.

In the context of Turkey, judicial reform is one of the highest priority issues and as a candidate country for the EU accession, in recent years the Government of Turkey (GoT) has undertaken comprehensive constitutional and legal amendments. Turkey’s strong commitment to judicial reforms is expressed in various national policy framework documents and these efforts mostly take the form of comprehensive legal and constitutional arrangements. However, there has been some challenges for its full-fledged formulation and implementation mainly due to the lack of consensus oriented policy making, limited institutional capacities and public awareness.

UNDP Turkey, in view of its global experience and technical expertise, has been associated with the judicial reform process in Turkey through a series of projects on access to justice and strengthening the rule of law. The strong partnership between the UNDP and the Court of Cassation in Turkey started in late 2009 with the aim of improving the institutional and administrative capacity of the high courts in Turkey to conform to the international standards. Since then, two comprehensive Programs have been implemented, the Project at hand is grounded on the results achieved and a framework was developed for the long term partnership of the UNDP and Court of Cassation of Turkey. The results of the UNDP and Court of Cassation joint Project for “Support to the Institutional Administration of the Presidency of the Court of Cassation in line with the International Standards” have identified a list of priority areas for programming, as given below:

  1. Contributing to the judicial reform processes around the globe and also in Turkey through the continuation of knowledge and experience sharing platforms on the functioning of high courts
  2. Increasing the public confidence in the judicial proceedings through transparency and ethics
  3. Taking necessary measures for the adoption and effective implementation of code of ethics among the court members, the rapporteur judges, public prosecutors and personnel.

The Project at hand therefore builds on these three identified areas of need and aims to enhance the level of public confidence on the judicial activities through strengthening the measures for transparency and adoption of code of ethics.  The Project also will benefit continuously from the extended expertise and experience of the UNDP Bureau for Policy and Programme Support, Council of Europe, European Commission and UN Special Rapporteur on Independence of Judges and Lawyers in the field of judicial reform during the implementation period.

Misyonumuz nedir?

Bu Proje, UNDP Türkiye ile Yargıtay’ın 2010 yılından beri devam eden ortak girişimlerine ait sonuçlara dayanmaktadır. Başlangıç Planı ile Uluslararası Standartlar doğrultusunda Yargıtay Başkanlığı’nın Kurumsal Yönetimine Destek Projesi kapsamında esas itibarıyla aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır:

Nitelik, çeşitlilik, yargı yetkileri, şeffaflık ve yapısal teminat konularını içeren fakat bu konularla sınırlı olmayan yüksek mahkemelerin işleyişine ilişkin temel konuları ele alan Yüksek Mahkemelerin İşleyişine dair Karşılaştırmalı İnceleme Raporuhazırlanmış; Türkiye’de yüksek mahkemelerin muhtemel bir yeniden yapılandırılmasına yönelik politika seçenekleri sunulmuştur. Anılan alanlarda 25 ülke deneyimi ve Türkiye’deki deneyimler karşılaştırmalı olarak Anket Çalışması ile Yargıtay’ın Stratejik Planı aracılığıyla incelenmiştir; ayrıca, politika seçeneklerinin geliştirilmesinde ilgili yargı aktörleri ve paydaşlarla yürütülen yapılandırılmış mülakatların sonuçları da göz önünde bulundurulmuştur. Anılan raporda iki seçenek değerlendirilmiştir. Birincisi, Türk yargı sisteminin anayasal yargı, genel yargı, idari yargı ve askeri yargı olmak üzere dört dala bölündüğü mevcut durumuna değişiklik getirmeden bırakmaktır. İkincisiyse, farklı dallar arasında bütünleşmeyi kolaylaştırmak üzere yargının yapısını değiştirmektir.

Yüksek Mahkemelerin Karşılaştırmalı İncelemesine ait başlangıç bulgularını tamamlayan Uluslararası Yüksek Mahkemeler Zirvesi dünya çapındaki yüksek mahkemeler arasında bilgi ve deneyim paylaşımında bulunmak amacıyla, Yargıtay ile UNDP Türkiye tarafından 1-3 Kasım 2010 tarihlerinde düzenlenmiştir. Zirve, 19 ülkenin Yüksek Mahkeme Başkanları ile BM Genel Sekreteri’nin Hakimler ile Avukatların Bağımsızlığı Özel Raportörü, Avrupa Adaletin Etkinliği Komisyonu (CEPEJ), Avrupa Savcıları Danışma Konseyi (CCPE) ile Avrupa Yargıçları Danışma Konseyi (CCEJ) gibi uluslararası topluluğun üst düzey temsilcilerini ağırlamıştır. Zirve sonunda, Türkiye’de yargı reformu sürecine katkıda bulunmak üzere yargı sisteminde reformlar ile yargı sistemi işleyişinin yeniden yapılandırılması ve iyileştirilmesine yönelik rehber ilkeler hazırlanmıştır.

Yargı etiği ilkeleri hakimler, savcılar ve mahkeme personeli için Bangalor Yargı Etiği İlkeleri’ne dayanılarak hazırlanmış olup bu ilkelerin Yorumu ve Uygulama Önlemleri bir grup uzman tarafından Yargıtay tarafından tesis edilen geçici etik kuruluna danışılarak geliştirilmiştir. Bu bakımdan söz konusu ilkelerin benimsenmesi ve personelin kapasite gelişimine yönelik girişimler bu Proje tarafından yürütülecektir.

Yargıtay ile seçilmiş birinci derece mahkemelerin bünyesindeki mevcut çalışma süreçlerine ait kapasite ihtiyaçları ve boşlukları, doğru ve bilimsel veri elde etmek amacıyla değerlendirilmiş ve bu değerlendirme ışığında adaletin zamanında sağlanması için süreçlerin hızlandırılmasına yönelik tavsiyeler sunulmuştur. Değerlendirmenin sonuçları, bir raporda toplanmış ve Yargıtay standart işleyiş usullerinin geliştirilmesine bu tavsiyelere başvurmuştur.

İkinci Uluslararası Yüksek Mahkemeler Zirvesi 2013 yılında yargıda şeffaflık temasıyla düzenlenmiştir. Asya-Pasifik Bölgesi’ndeki 20 ülkenin yanı sıra uluslararası topluluk temsilcileri Zirve’ye katılmış; sonuç itibarıyla “Yargı Süreçlerinde Şeffaflığa dair İstanbul İlkeleri” Zirve’ye katılan 20 Yüksek Mahkeme Başkanı tarafından onaylanmıştır. İlkeler dizisi, şeffaflık konusunda geliştirilen ilkeler bakımından kendi türünün ilk örneğidir, dolayısıyla, BM Genel Sekreteri’nin Hakimler ile Avukatların Bağımsızlığı Özel Raportörü tarafından atıf yapılmıştır. Bu Proje, söz konusu ilkelerin farklı yüksek mahkemeler tarafından ulusal ve uluslararası düzeyde benimsenmesini ele alacaktır.

İstanbul Bildirgesi’nde yer alan ilkeler şunlardır:

İlke 1 - Yargılama, temel bir ilke olarak, kamuya açık yapılmalıdır.

İlke 2 - Yargı sistemi adliyelere ve adli bilgiye kolay erişimi sağlamalıdır.

İlke 3 - Yargı, yargı sistemine erişimi kolaylaştırmalıdır.

İlke 4 - Yargı, mahkeme kullanıcılarına, herhangi bir ücret talep etmeksizin, yazılı ve sözlü çeviri imkânları sağlamalıdır.

İlke 5 - Yargı, davaların şeffaf biçimde tevzi edilmesini sağlamalıdır.

İlke 6 - Yargı, adaletin şeffaf biçimde gerçekleştirilmesini sağlamalıdır.

İlke 7 - Mahkemeler gözaltı ve tutuklama konusunda denetim yetkisine sahip olmalıdır.

İlke 8 - Yargı, üst derece/temyiz mahkemesi kararlarının düzenli olarak yayınlanması sağlamalıdır.

İlke 9 - Yargı, öğrencilerin yargı süreci hakkında bilgilendirilmesine yönelik programları teşvik etmelidir.

İlke 10 - Yargı, adalet sisteminin rolü hakkında halkı eğitmeye yönelik halka ulaşım programları başlatmalı ve/veya bu programları desteklemelidir.

İlke 11 - Yargı, yargı kararları dahil olmak üzere yargının işlemleri hakkında halkı bilgilendirmeye yönelik meşru işlevini ifa edebilmek için basına erişim ve uygun yardım sağlamalıdır.

İlke 12 - Yargı, adaletin gerçekleştirilmesine ilişkin halkın memnuniyetini değerlendirmeli ve bu yolla adaletin kalitesini yükseltme yönünde çaba göstermelidir.

İlke 13 - Hâkimlerin atanma prosedürü şeffaf olmalıdır.

İlke 14 - Yargı, hâkimlerin etik dışı davranışlarına ilişkin şikâyetlere şeffaf biçimde karşılık ver-melidir.

İlke 15 - Hâkimlerin disiplin prosedürü şeffaf olmalıdır.

Nasıl çalışıyoruz?

İyi işleyen bir yargı sistemi, hukuk devleti olmanın temel koşullarından biridir. Demokrasi, insan hakları gibi kavramlar dahi ancak iyi işleyen bir yargı sistemi sayesinde asıl işlevine kavuşabilir. Yargının verimliliğinin ve etkinliğinin arttırılmasına ilişkin çözüm önerilerinin bütünsel bir bakış açısıyla ele alınmasının gerekliliği karşısında, diğer yapısal reformlar yanında, “saydamlığın geliştirilmesi”“etik ilkelerin yaygınlaştırılması” ve “yargıya olan güvenin arttırılması”na yönelik çalışmaların yapılması bir zorunluluktur. Aksi halde yargı reformu adı altında yapılan diğer çalışmaların, arzu edilen düzeyde hedeflenen sonuçlara ulaşamama riski bulunmaktadır. Dolayısıyla bu proje, Yargıtay içinde yükselteceği değerler ve bu değerlerin toplumdaki yansımaları ile yargı reformu adı altında yapılan diğer çalışmaların ayrılmaz bir parçası ve özgün içeriği niteliğindedir.

Bu Proje’nin özel hedefleri:

1.      Evrensel değerler ve diğer ülkelerdeki iyi uygulama örnekleri çerçevesinde Yargıtay’da “etik ilkelerin yaygınlaştırılması”, “şefafflığın güçlendirilmesi” ve “Yargıtay’a olan güvenin arttırılması” amacına yönelik stratejilerin  geliştirilerek uygulanması,

2.      Özellikle, Yargıtay üyesi, raportör hakim, Yargıtay savcısı ve personele yönelik etik ilkelerin hayata geçirilmesi ve uygulanması yönünde kapasitenin arttırılması, eğitim verilmesi ve ikincil mevzuat altyapısının oluşturulması.

3.      Yukarıda açıklanan iki sonucun başarısını artıracak şekilde “Yargıtay’a  olan güvenin arttırılması”na yönelik destekleyici nitelikte çalışmaların yapılması.

Yargıtay’da “saydamlığın  güçlendirilmesi”, “etik ilkelerin yaygınlaştırılması” ve “Yargıtay’a olan güvenin arttırılması” hedeflerine ulaşılabilmesi  amacıyla uluslararası ilkeler, diğer ülkelerdeki iyi uygulama örnekleri ve onların deneyimleri çerçevesinde, kurumsal ve bireysel düzeyde kapasite ihtiyaçları ortaya konacaktır. Ayrıca Proje, Yargıtay’ın şeffaflık alanındaki girişimlerini destekleyecek şekilde diğer yargı kurumları ve kamuoyu ile iletişim ve koordinasyonu güçlendirecek faaliyetleri hayata geçirecektir.

Türkiye nasıl faydalanıyor?

Türkiye bağlamında, yargı reformu yüksek öncelikli konulardan biridir. Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nun 10. Kalkınma Planı (2014-2018) yargı alanındaki reformların sürekliliğine yönelik gereksinimi yinelemiştir. Bu Proje, şeffaflık ve etik ilkelerinin geliştirilmesine yönelik mevcut ihtiyaçları, böylelikle uluslararası normlar ve standartlara uygun olarak yüksek yargıya duyulan kamu güvenini ele alır. Bu anlamda, Proje’nin çıktıları hem 10. Kalkınma Planı’nda hem de 2009 yılında geliştirilen Yargı Reformu Stratejisi’nde öngörülen hedeflerle uyumlu olup, Türkiye’de yargı reformuna katkıda bulunacaktır. Ayrıca, Yargı’da şeffaflığa ilişkin İstanbul İlkeleri’nin ulusal ve uluslararası alanda tanınırlığının sağlanması ile bu konuda kapsayıcı ve sürdürülebilir bir yaklaşım benimsenmesi hedeflenmektedir.